
Share This Share ThisGünlük ayarlamalar hızlı ve kolay bir çözüm gibi görünse de, aslında uzun süreli bir stratejinin parçalarıdır.
Yukarıdaki buzdolabı ile ilgili ifadenin bir benzerini "ne yiyorsak oyuz" deyişinde de bulmak mümkün; üstelik yediğimiz şeylerin arkadaşlar ve aile ile olan ilişkilerimize sıkı sıkıya bağlı olduğu da bir gerçektir. Bunlar, çok sosyal olsak da olmasak da hayatımızın kesinlikle önemli yönleridir.
Belki de sorun şöyle özetlenebilir: Beslenme ve yaşam tarzı, yaşamın temel alanlarıdır. Bu nedenle işe yarayan bir yaklaşım bulmanız gerekiyor!
Yaklaşımınız ne kadar iyi olursa beslenme ve yaşam tarzını mutluluk ve hem metabolik hem de kardiyovasküler açıdan sağlık faktörü hâline getirme şansınız da o kadar artar.
Tip 2 diyabet gibi kronik bir hastalıkla yaşamak, aynı anda birden fazla şeyle uğraşmak ve hastalığın belirtilerini yönetmek için düzenli olarak harekete geçmek anlamına gelir. Doktor tarafından önerilen düzenli sağlık kontrolleri ve tedaviler, tip 2 diyabet belirtilerinin yönetilmesine ve kardiyovasküler hastalık riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Ancak yardımcı olabilecek iki bileşen daha var: Sağlıklı beslenme ve egzersiz.
Share This Share ThisGünlük ayarlamalar hızlı ve kolay bir çözüm gibi görünse de, aslında uzun süreli bir stratejinin parçalarıdır.
Vücudunuzun ve sağlığınızın size karşı yeterince açık olmadığını unutmayın. Bazı sorunlar ve belirtiler hissedilemeyebilir; günlük ayarlamalar, bir sonuç garanti eden hızlı bir değişim yöntemi değil, uzun süreli bir stratejidir. Bu nedenle durumunuzu nasıl yönettiğiniz hakkında doktorunuzla konuşmanız son derece önemlidir.
Sağlığınızı bir “kendin yap” projesine dönüştürmeyin! Bu çok riskli.
Bildiğiniz üzere, vücudun kan şekeri düzeylerini düzenlemede zorlanması, tip 2 diyabetin ana belirtisidir. Bu durum kalbi ve kan damarlarını etkileme eğiliminde olup, ilginç bir soruyu akla getirir:
Diyabet belirtilerinin yönetilmesi ile inme veya kalp krizi gibi kardiyovasküler olay riskinin azaltılması arasında bir bağlantı var mı?
Kısa yanıt, neyse ki evettir.
Beslenme alışkanlıklarınızı düzenlemenin yanı sıra, fiziksel olarak hareketli kalmayı da sürdürün, işte iyi haber: Bunu hem diyabet belirtilerinizi yönetmenizi ve hem de kardiyovasküler olay riskinizi azaltmanızı sağlayacak şekilde yapmak mümkün.
Özetlemek gerekirse: Tip 2 diyabetli kişiler için uygulanması gereken başlıca 3 yöntem vardır: İyi bir beslenme planı, egzersiz ve ilaç tedavisi. Bunların her biri eş zamanlı olarak diyabeti yönetmenize ve kardiyovasküler olay riskini azaltmanıza olanak tanır.
Mevcut tıbbi seçenekleriniz hakkında doktorunuz size daha fazla bilgi verebilir.
Tip 2 diyabetle yaşarken fiziksel egzersize nasıl yaklaşacağınız hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz buraya veya buraya tıklayın.
Bu yazı daha çok beslenme, diyabet ve özellikle kardiyovasküler sağlık hakkındadır. Öyleyse bu konuya biraz daha yakından bakalım.
Tip 2 diyabetle birlikte daha sağlıklı bir yaşam sürebilmek ve aynı anda kardiyovasküler olay riskinizi azaltmak için hedefiniz çok yönlü ve dengeli bir beslenme olmalıdır - hem de bunu menünüzden yalnızca birkaç ürünü kaldırarak yapabilirsiniz.
Esasen tip 2 diyabetli biri, diyabeti olmayan biriyle aynı beslenme ihtiyaçlarına sahiptir. Bu, diyabetliler için özel veya ek gıdalar gerekmediği anlamına gelir.
Share This Share ThisDoymuş ve trans yağı, doymamış ve bitki bazlı yağlarla değiştirmeye çalışın.
Aradaki fark, tip 2 diyabeti olan bireylerin, diğerlerinin belli bir endişe olmaksızın tüketeceği gıdalardan kaçınarak, kalp sağlığı ve kan şekerleri açısından daha kazançlı olmasıdır.
Örneğin, doymuş yağ ve trans yağ oranı yüksek gıdalardan kaçınmaya çalışın. Doymuş yağ hayvansal ürünlerde yaygın olarak bulunurken, trans yağlar kızarmış gıdalarda ve tatlılarda bulunur.
Bu, tüm yağların kötü olduğu ve tamamen kaçınılması gerektiği anlamına gelmez. Çalışmalar doymuş yağları ve trans yağları doymamış yağlarla değiştirirseniz, kardiyovasküler sağlığınıza fayda sağlayacağını göstermektedir. Doymamış yağlar avokado, sert kabuklu kuruyemişler, zeytinyağı ve bitkisel yağlarda bulunur.
Çok fazla şeker ve tuzdan kaçınmaya çalışın.
Tuzda yanlış olan nedir diye mi soruyorsunuz? Şöyle ki, vücudunuz tükettiğiniz tuzu seyreltmek için su tutar. Bu nedenle, tuz tüketerek suyu tam anlamıyla vücudunuza bağlarsınız. Bu fazla su, kan hacminizi artırarak kalbinizin daha fazla çalışmasına sebep olur çünkü kan damarlarınıza daha fazla miktarda sıvıyı pompalaması gerekir.
Zamanla bu, kan damarlarına zarar verip sertleştirerek inme, kalp krizi ve kalp yetersizliği riskinizi artırabilir.
Burada sunulan beslenme önerileri, kardiyovasküler hastalığın risk faktörleri olan kan şekerinizi, kolesterolünüzü, tansiyonunuzu ve kilonuzu daha iyi yönetmenize yardımcı olacaktır.
Bir sonraki market alışverişine çıktığınızda bu yiyecek listesini cebinize koyduğunuzu varsayalım:
✔ Sebzeler, meyveler ve sert kabuklu kuruyemişler
✔ Tam
tahıllı ekmek, makarna ve pirinç seçenekleri
✔ Balık ve az
yağlı et
✔ Yumurta ve diğer süt ürünü olmayan protein
kaynakları
✔ Süt ve peynir
Zorlu bir alışveriş rehberi gibi görünse de, umarım herkesin damak tadına uyan bir şey vardır!
Neden tam tahıllılar diye mi soruyorsunuz? Phyllisa Deroze’nin yazdığı gibi tip 2 diyabetle yaşıyorsanız daha koyu renkli gıdalar genellikle daha açık renkli ya da renksiz olanlara tercih edilir.
Bunun nedeni, faydalı bir temel kuralla ilgilidir: Daha açık renkli gıdalar, kan şekeri düzeylerinizin hızla yükselmesine ve düşmesine neden olan daha hızlı etkili, daha az kompleks karbonhidratlar içerir ve bunlar tüketildiğinde kan şekeri hızla değişkenlik gösterebilir.
Göbek marulun yerine ıspanak, beyaz pirincin yerine esmer pirinç, buğday ekmeğinin yerine tam tahıllı ekmek ve benzeri ürünleri seçin.
Sağlıklı yiyecek seçeneklerini “diyet” olarak düşünmemeye çalışın, bunları yanlış veya yasak olan gıdalardan net bir şekilde ayırın. Kendinizi, kısıtlama gibi hissettiren bir şeyi uygulamaya zorlamayın.
Neden "beslenme planı" demeyesiniz? Çok daha iyimser ve daha az yasaklayıcı bir kelime. Ne de olsa ihtiyaç duyacağınız besinler değiştirilemez değildir. Bir hafta sonra işe yaramadığını düşünürseniz, yaklaşımınızı gözden geçirebilirsiniz.
Bununla birlikte, listeyi bir sınırlama olarak değil, güvenli bir şekilde yenebilecek şeylere dair bir kılavuz olarak görmeye çalışın. Bu kılavuzu aklınızın bir köşesinde tutarak, keşfetmeye açık olun.
Share This Share ThisSağlığınız, kalbiniz ve arkadaşlarınız için yemek pişirin! Mutfakta yeni keşfettiğiniz yaratıcılığınıza bayılacaklar.
“Keşfetmek” ile kastettiğimiz şudur: Bu yazıyı okur okumaz, internetten yemek ve yemek pişirme konusunda ilham almaya başlayın. Her hafta belli sayıda lezzetli yeni tarifi deneyerek işe başlayabilirsiniz. İki? Üç veya dört? İyi bir arkadaşınızı, mutfaktaki yeni yaratıcılığınızı deneyimlemeye davet edin.
Kısacası, kalbinize özen göstermek ve tip 2 diyabetinizi yönetmek, lezzetli yemeklere elveda etmeniz gerektiği anlamına gelmez. Yiyecekler hâlâ hayatınızın keyifli, tatmin edici ve eğlenceli bir parçası olabilir. Keşfedilmeyi bekleyen sayısız yeni yiyecek ve tarif var!
Bu sitede beslenme ve sağlık konusunu ele alan farklı yazılar mevcut. İhtiyacınız olan tek şey hızlı bir genel giriş yapmaksa, işte 2 dakikalık faydalı bir okuma.
Veya henüz okumadıysanız, tip 2 diyabet hasta sözcüsü Phyllisa Deroze'nin tip 2 diyabeti olan bir kişinin yemek hakkında ne bilmesi gerektiğine dair yazısına göz atın.
Buzdolabının kapısını yeni ve daha sağlıklı bir size kapatmayın!
TR21DI00110